Fear The Walking Dead 2. Sezon 2. Bölüm İnceleme
Geçtiğimiz hafta yayınlanan 2. sezon 1. bölümüyle birlikte uzun süre sonra tekrar ekranlara geri dönen Fear The Walking Dead 2. sezon 2. bölümüyle kaldığı yerden devam ediyor. Fear The Walking Dead’in ilk bölümüne dair yaptığımız detaylı incelemeyi bu bağlantıdan okuyabilirsiniz.
İlk bölümde denize açılan ekibimiz, önceki bölüm incelemesinde söylediğimiz gibi daha çok uzun süre denizde olacağa benziyor. Her ne kadar bu bölümde karada geçen zaman fazla olsa da dizinin hikayesi yeniden denize dönüş yaparak ilerlemeye devam ediyor. Sahil kenarında oyun oynayan bir erkek, bir kız çocuğu ile bölüm başlıyor. Denizin içerisinden çıkan ve kıyıya vuran zombiler ise çocukları fark ederek onlara doğru yöneliyor. Tam çocuklara ulaşacaklar derken sahilde boylu boyuna uzanan tel çitler çocuklar ile zombilerin arasında bitiyor.
Abigail‘in (Strand’in yatı) peşine takılan ve muhtemelen askeri / silahlı bir tekne ekibimizi uzun bir süre takip ediyor. We All Fall Down isimli bölümde San Diego‘nun tamamen yanıp kül olduğu bilgisine ulaşıldığında rota herkesin ortak kararıyla Catrina Adası‘na çevriliyor. Strand’in peşlerindeki tekneyi atlatmak için planı ise Catrina Adası’na ulaşmak ve bir süre bekledikten sonra kendilerini geçip gitmesini umut etmek oluyor. Catrina Adası’na ulaşıldığında ise sahilden bir evden gelen ışık dikkatlerini çekiyor. Ofelia, babası Daniel ve Strand‘in dışında herkes bu eve giderek güvenli bir bölge olup olmadığına dair bilgi almak istiyorlar. Eve ulaşıldığında bir süre kapı açılmıyor, Travis kısa ve etkili bir konuşma yaparak kapının açılmasını sağlıyor. Kapıda George Geary ve ailesi beliriyor. Bölümün başında kumsalda oynayan çocukların da bu ailenin en küçük üyeleri olduğunu anlıyoruz daha sonra.
Travis ve diğerleri eve girerek George ve eşi Melissa ile sohbet etmeye başlıyorlar. Melissa’nın daha ilk saniye itibariyle Madison‘a sorduğu küçük çocukları sever misin? Daha önce neler yapıyordun gibi sorularının da amacı bölümün sonunda acı bir şekilde ortaya çıkıyor. O noktaya gelmeden önce George ve ailesinin yaşadığı bölgeden bahsedelim.
Etrafı tellerle çevrili küçük bir bölgede yaşayan aile, iki küçük ve bir büyük çocuğa sahip. Her şey olup bitmeden önce de bu tip bir kıyamete hazırlandığı anlaşılan George, büyük oğlu Seth ile birlikte her hafta çitlere giderek sahile vuran ve çitlerde mahsur kalan zombileri öldürerek bir şekilde hayatta kalmaya devam ediyorlar. Ancak George’un bu durum karşısında ümitsizliğe kapıldığı, yaşanan tüm felaketleri “doğanın kanunu” olayına bağladığı ve herkesin bir şekilde öleceğine olan inancı uzun bir süre geçmeden anlaşılıyor. Seth ise tıpkı babası gibi durumu kadercilik ile ilişkilendirmiş ve babasını rol model olarak almış bir genç delikanlı…
George’un eşi Melissa ise MS hastası. Melissa bütün olan biten karşısında direnebilecek güce, enerjiye sahip değil. Kendisinden çok küçük çocukları için endişeli. Yaşadıkları Catrina Adası’nda çocukları için güvenli ve güzel bir gelecek olmadığını düşünerek çocuklarını daha sonradan tanıyıp, güvendiği başta Travis ve Madison’a emanet etme fikrinde. Ekibimiz adaya ayak bastığı andan itibaren onları dürbünle uzaktan izleyen Melissa, bu kararı almakta ve uygulamakta çok zorlanmıyor.
George ise ailesine hazırladığı zehirli haplarla birlikte bir arada kalıp, yok olmayı planlıyor. Çocukları, eşi ve en son kendisi bu hapları kullanarak ölecek ve bu onların kurtuluşu olacak. Melissa çocuklarını Travis ve Madison’a vermeye hazırlanırken küçük kızları Willa çoktan bu haplardan içmiş ve hayatını kaybetmiş durumda. Küçük oğulları Harry’nin acı çığlıklarıyla üst kata çıkan Melissa, George ve diğerleri yerde cansız bir şekilde yatan Willa’nın bedenini bulup olayın şokunu yaşarken, kızına sarılan Melissa küçük oğlu Harry’nin kurtulabilmesi için yalvarıyor adeta… Willa çok geçmeden dönüşüyor ve zombi oluyor. Annesini de ısırarak onu da dönüştürüyor. Harry’yi kucaklayarak Abigail’e dönen ekibimiz tam yola çıkmaya hazırlanırken George ve Melissa’nın büyük oğulları Seth’in tüfeğinden gelen ateş sesiyle irkiliyorlar.
Seth kardeşi Harry’yi geri alıp evlerine dönmek istiyor. Silah zoruyla kardeşini geri aldıktan sonra, zombiye dönüşen anneleri iskelede onları karşılıyor. Seth tüfeğini annesine doğrultuyor ve ateş ediyor. Diğerleri de bu manzaraya tanık olduktan sonra tekrar güvenli bir yer aramaya devam edecekler…
Bölüm Değerlendirmesi 7/10
Abigail’i iskeleye yanaştırdıktan sonra Travis ve diğerleri sahile doğru ilerlediler. Bu esnada yanlarında herhangi bir şekilde güvenlik önlemi olmadığı rahatlıkla görülebiliyordu. Her ne kadar The Walking Dead gibi olmasa da artık değişen bir sistem olduğu, insanların vahşileştiği, (zaten kendilerini de takip eden hali hazırda bir tehlike var) gerçeği ortadayken bu şekilde ellerini kollarını sallayarak eve gitmeleri doğru değildi. Aynı zamanda bu dizinin aksiyon dizisinden ziyade daha çok zombi salgını ortaya çıktığında insanların neler yaşadığı, psikolojik durumlarını ve dramlarını ortaya koyan bir dizi olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Yani The Walking Dead izledikten sonra Fear The Walking Dead dizisinde aksiyon yok, çok sıkıcı demek komik oluyor. Yine de bu tip bir proje için aksiyon dozunun yerinde olduğu söylenebilir. Tek eksik karakterlerin bir türlü ön plana çıkamıyor olması. Yani şuan oynayan karakterlerden kim ölürse ölsün problem değil. Belki de bu yapım ekibinin bir stratejisi olabilir. Bunu da ilerleyen günlerde göreceğiz.